tag:blogger.com,1999:blog-43321334757438200282024-02-20T16:11:02.711-08:00Kitaplardan DerlemelerimKalemimden kitap damlaları..Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.comBlogger74125tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-58080223723615309172010-02-26T05:09:00.000-08:002011-08-27T07:59:07.066-07:00AŞK - Elif ŞAFAK<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimAGXPpcbHZR-HFA01PZKda0D9NENlvXTP-G5SmAPBtBpiCA8q3fsPuXIArimQZZJIoCcE_ZfCTto1NtolLK-izhETBu5yKCjKRIZNUdqHOiSIc23VRp00y0_Yt_rq-9kze_Tu2hXxrPYJ/s1600-h/kitap.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 205px; FLOAT: left; HEIGHT: 268px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5442539690111522194" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimAGXPpcbHZR-HFA01PZKda0D9NENlvXTP-G5SmAPBtBpiCA8q3fsPuXIArimQZZJIoCcE_ZfCTto1NtolLK-izhETBu5yKCjKRIZNUdqHOiSIc23VRp00y0_Yt_rq-9kze_Tu2hXxrPYJ/s320/kitap.jpg" border="0" /></a>
<br />
<br />
<br />Aşk'ın hiçbir tanımlanmaya ihtiyacı yoktur.
<br />Başlı başına bir dünyadır aşk.
<br />Ya tam ortasındasındır, merkezinde,
<br />ya da dışındasındır, hasretinde...
<br />
<br />
<br />
<br /><em>Her ne kadar bazıları aksini iddia etse de, aşk dediğin bugün var yarın yok cici bir histen ibaret değildir.
<br /></em>
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />Bir taş nehre düşmeyegörsün, pek anlaşılmaz etkisi. Hafiften aralanır, dalgalanır suyun yüzeyi. Belli belirsiz bir tıp sesi çıkar; duyulmaz bile akıntının ortasında, kaybolur uğultuda. Hepi topu budur olduğu olacağı.
<br />
<br />Ama bir de göle düşsün aynı taş... Etkisi çok daha kalıcı ve sarsıcı olur. O taş var ya o taş, durgun suları savurur. Taşın suya değdiği yerde evvela bir halka peyda olur; halka tomurcuklanır, o tomurcuk çiçeklenir, açar da açar, katmerlenir. Göz açıp kapayıncaya kadar , ufacık bir taş ne işler açar başa. Tüm yüzeye yayılır aksi, bir bakmışsın ki her yeri kaplamış. Çemberler çemberleri doğrur, ta ki en son çember de kıyıya vurup yok oluncaya dek.
<br />
<br />Nehir alışkındır karmaşaya, deli dolu akışa. Zaten çağlamak için bahane arar ya, hızlı yaşar, çabuk taşar. Atılan taşı içine alır; benimser, sindirir ve sonra da unutur kolaylıkla. Karışıklık onun doğasında var, ne de olsa. Ha bir eksik ha bir fazla.
<br />
<br />Gel gelelim göl hazır değildir böyle aniden dalgalanmaya. Tek bir taş bile yeter onu altüst etmeye, ta dibinden sarsmaya. Göl taşla buluştuktan sonra bir daha asla eskisi gibi olmaz, olamaz.
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-38340344916666011762009-11-25T10:01:00.000-08:002009-11-25T10:20:55.612-08:00BLOXOO<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiAYqML5JLGsCBJoKvEKKdhm9e1oxnRIal44hq0T52fSZDSOjSp0OcGU7GV1wZWmshtzFrfE056LL8b8ieGECDv4yWeQj5-uW5DjfE6ZONkjfQjdZwYmG3l8dyjQuU4BPxTPOHnPScb9-_j/s1600/Untitled-2.png"><img style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 320px; DISPLAY: block; HEIGHT: 263px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5408104266461066466" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiAYqML5JLGsCBJoKvEKKdhm9e1oxnRIal44hq0T52fSZDSOjSp0OcGU7GV1wZWmshtzFrfE056LL8b8ieGECDv4yWeQj5-uW5DjfE6ZONkjfQjdZwYmG3l8dyjQuU4BPxTPOHnPScb9-_j/s320/Untitled-2.png" /></a><br /><div></div><div align="center"><em>Bloxoo da günün bloğu oldum.. Sonunda:)) </em></div><div align="center"><em>mehbupcum haber vermiş sağolsun. Günün bloğu olmanın güzelliği ayrı bir yana bunu seni takip eden arkadaşlarından öğrenmek de ayrı bir mutluluk. </em></div><div align="center"><em>Tek üzüldüğüm yanı blogumun resmninin güncellenememiş olması ama o kadarcıkta olsun artık:))</em></div><div align="center"><em>Kutlayan, takip eden herkese çook teşekkürler.</em></div><div align="center"><em>Bir de zuzucuğuma beni blog açmaya zorladığı, ikna ettiği için...</em></div>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-82561192635257274342009-11-23T10:14:00.000-08:002010-12-20T15:33:25.369-08:00BELKİ - Ceyhun YILMAZ<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtARGIGPNohxvDbmp_aqQZ2HwNWA8-IJjhMjqAxRdKbNS5RZZdGkwEr8jJAJC1vedRPtFdnbLazHoYhsadRo-p5dwwn5499hMmdXKXidNRJd_Z-RCCAMN767pGuLCvy5JYlkwmNxP6qjtU/s1600/adszkn7.png"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5407365236771892546" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtARGIGPNohxvDbmp_aqQZ2HwNWA8-IJjhMjqAxRdKbNS5RZZdGkwEr8jJAJC1vedRPtFdnbLazHoYhsadRo-p5dwwn5499hMmdXKXidNRJd_Z-RCCAMN767pGuLCvy5JYlkwmNxP6qjtU/s320/adszkn7.png" style="float: left; height: 320px; margin: 0px 10px 10px 0px; width: 231px;" /></a><br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqtsU2KRkJMTZl5EfK137HX7QjbOii_UcGo81kROilgvLX5puQLH5WRp_FcKYMPJjXrNPUqDO92CburytMuaBdNp5tEDE6U3XDXlVLAsnSX1HKDWUQ-KRyntwY_6ME505a4WV2PccVeLDL/s1600/1zf1.jpg"></a><br />
<div><br />
</div><div></div><div></div><div></div><div><br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
BELKİ<br />
Herkesin uyuduğu saatte uyuyamadım bile<br />
Uyku tutmadı.<br />
Yüzüme sürdüğün elin...sıcaklığı hala duruyor yanağımda desem,<br />
Durmaz!<br />
Çok gözyaşı aktı üstüne<br />
O ellerin üşüdü mü bensiz desem, Üşümez!<br />
Kim bilir kimi ısıtır yine?<br />
Ne acı bu hayat<br />
Bana kalsaydı sıcaklığın...?<br />
Başka biri ısıtsa desem,<br />
Belki! ! ! ! unuturum seni.<br />
Herhangi biri, herhangi bir yer olsa,<br />
Belki! ! ! uyuturum beni OLMUYOR, OLMADI! !<br />
Kaçtığım kadar yakalandım<br />
BU GECE YİNE UYKU TUTMADI...<br />
<br />
<i>Ceyhun Yılmaz</i></div>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-1512358266889229592009-11-14T02:10:00.000-08:002009-11-14T03:53:21.940-08:00MARAZ - Handa ALTAYLI<img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5403900718437450306" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 217px; CURSOR: hand; HEIGHT: 320px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9ODbfP6f6sgZd6AZupO_bt3IgD2Y1cIJyZtrfXsxCt_uF8nNwj_an0bU0XlXxTgPUID4L_fmDXr3tl_yIzoAF9Y5VSRa5fUsEdq3a9mEn17h5XYpHDTWdA9cYbgdKHX2wGbjkmmbrBORL/s320/maraz.jpg" border="0" /><br /><br />Besbelli değişiyordu... Var olan şeyler aynı kalsada, senin gördüğün başkalaşabiliyordu.<br /><br /><br /><div align="center">Bazen mantıklı olmak </div><div align="center">dünyadaki en mantıksız şeydir.</div><br /><br /><div align="right"></div><br /><br /><div align="left"></div><div align="left"></div><div align="left"></div><br /><div align="left">Sevdiğin birinden ayrılınca zamanla acın geçer derler ya, o yalan. Bazen geçmiyor, bir gram bile azalmıyor, ilk gününde nasılsa öyle kalıyor. Kocaman bir delik kalbinin orta yerinde duruyor ve sen onunla yaşayıp gidiyorsun...</div><br /><div align="left"></div><br /><div align="left"></div><div align="left"></div><p></p><p><br />Sorun doğru insanı bulmak değil,<br />Aynı zamanda da onun içinde doğru insan olmaktı.</p><div align="left"></div><div align="left"></div><p></p><p align="center"></p><p align="center"><br /><br />Her şeye baştan başlamak için çok geçti,<br />Ve insanı yaşlı yapan da buydu.</p><p></p><div align="left"><em><br /><br />Ne konuşacaklarını biliyordu, neler söyleyeceğini tahmin etmek için alim olmaya gerek yoktu. "Affet, çok pişman, perişan oldu, hata yaptığını biliyor, seni çok seviyor." Aldatılan herkesin ezbere bildiği kalıplardı bunlar, ha bide şu vardı: Herkes ikinci bir şansı hak eder.</em></div><div align="left"><em>.....</em></div><div align="left"><em>Bir şey değişmeyecekti ki. O artık o gibi gelmiyor, başkası oldu sanki. Üstelik ona ikinci bir şans vermektense, başka birine ilk şansı vermeyi tercih ederim!</em></div><div align="left"><em></em></div><div align="left"></div><div align="left"></div><div align="right"><br /><br /><br />Ayrılıklarla baş edilebilirdi.</div><div align="right">Ama anılar başa bela oluyordu.</div><div align="left"></div><div align="left"></div><div align="left"></div><div align="left"><br /><br /><br />İnsanın beklenmedik bir şekilde kendisiyle karşılaşması, </div><div align="left">Karanlıkta bir yabancıyla karşılaşmasından daha ürkütücüydü.</div><div align="left"></div><div align="left"></div><div align="center"></div><div align="center"><br /><br /><br />"Ah kelimeler... Ve onlara inanmanın saadeti..."</div><div align="left"></div><div align="left"></div><div align="left"><br /><br /><br />Çocukken dünya kocaman bir oyun bahçesiydi ve senindi. Bilinmezdi, heyecanlıydı ve hayal kurabildiğin ölçüde sana aitti. Geleceği bilmiyordun ama onu gönlünce şekillendirebileceğine inancın vardı. Her şey ama her şey bir ihtimaldi. Dünyayı güzel kılan bu ihtimallerdi. Her filmde yeni biri olabilirdin, her kitapta başka bir ömür sürebilirdin. Zengin, ünlü, astronot, veteriner, doktor, mutlu, prenses, başbakan, gizli ajan, ressam, rock yıldızı, futbolcu, hiçbiri imkansız ya da uzak değildi.</div><div align="left">Yaşlanmak ise ihtimallerin azalmasıydı. Sahip olamayacağını bilerek bakmaktı etrafa, geçmiş olsun demekti. Asla o kitaptaki adam ya da kadın olamazdın artık. "Sınırlı mutluluklar dönemine hoşş geldiniz" yazan görünmez bir tabelanın altından geçerdin! "Gerçekler dünyasına hoş geldiniz! Yetinmeyi öğrendiniz mi, öğrenmeniz gereken tek şeyi?"</div><div align="left"></div><div align="left"></div><div align="left"></div><div align="left"></div>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-40901435179975172732009-11-01T06:03:00.000-08:002009-11-01T07:32:27.263-08:00SENİN ADIN BİLE GEÇMEDİ - İclal AYDIN<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRtbJEF7Q9quGDwFS8IexcobmaztrTxOx9i1xSK4xZ-YP9dxY-9Bq9g_wsy52EpzuaSVDQ7sQP8U-bAtsOyLzJzjaTXD7RoZ5cOyEgCIu1mkrGxsE7bmv8CjcScPVloxJOA8BME8iwKaDq/s1600-h/bu.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5399143893955164178" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 320px; CURSOR: hand; HEIGHT: 257px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRtbJEF7Q9quGDwFS8IexcobmaztrTxOx9i1xSK4xZ-YP9dxY-9Bq9g_wsy52EpzuaSVDQ7sQP8U-bAtsOyLzJzjaTXD7RoZ5cOyEgCIu1mkrGxsE7bmv8CjcScPVloxJOA8BME8iwKaDq/s320/bu.JPG" border="0" /></a><br /><strong>Yazdım...</strong><br /><strong>Bitti!</strong><br /><strong></strong><br />Öğlen saatleriydi.<br />Restoran denize bakıyordu.<br />Kim bilir kaç yıldır, bıkıp usanmadan denize bakıyordu.<br />Bir insan, o restoran gibi, öyle uzun uzun bakabilir mi denize? Delirmeden?<br />Masadaki kadın az sonra öyle bakacaktı işte denize.<br /><br />O gün kadının deliler dibi denize baktığı o gün, bir yemeğin nasıl piç edilebileceğini ve bir insanın hayal kırıklığından nasıl böyle kaskatı kesilebileceğini gözlerimle gördüm.<br /><br />Bir kere, pirzolanın yanına şarap söylemişlerdi. Ayrılmamak üzere buluşmadıkları belliydi. Evet, bazen ayrılıklarada eşlik edebilir şarap ama bu öyle değildi. Yemeğin sonunda hayal kırıklığını arttırmaktan başka bir işe yaramayacaktı.<br /><br />Kadın iyi giyinmişti. Sonradan bana en çok dokunanlardan biri bu oldu. O acıklı şarap şişesinden bile daha çok dokundu. "Hiç beklemiyordu heralde," diye düşündüm. Ama sonra daha çok düşündüm ve "Yok, hayır," dedim, "Beklememkten daha acıklı bir şey vardı giyiminde kuşamında. Yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunun farkındaydı ama halledebileceklerini düşünüyordu. Bu inançla giyinmişti öyle. Harcanacağının farkında değildi. Sevildiğini sanıyordu daha."<br /><br />Sonra o an geldi. Her şeyi şaşırtıcı bir berraklıkla işitip kaçacak delik aradığım an.<br />Bakmıyordum artık. Başımı önüme eğmiş, tabağımdaki yeşilliklerle oyalanıyordum. Ama beceremiyordum. O kadar felç edici bir çekimdi. Hatta neredeyse bakmadan görüyordum. Biliyordum, bir şekilde gördüm kadının pes edercesine arkasına yaslandığını.<br />"Ne istiyorsun?" diye sordu.<br />"Ayrılmak istiyorum," diye yanıtladı Adam.<br />Kadın da "Git o zaman," dedi.<br />Böyle dedi ve yüzünü denize döndü. Bir daha asla ama asla bakmadı Adam'a. Yüzünü denizden bir kere bile çevirmedi.<br /><br />Hemen ardından öyle sert bir sahne çıkıp geldi ki, hiç evirip çevirmeden, dümdüz söylenmeli: Adam önündeki pirzolaları tek tek sıyırıp kemikleri tabağına dizdi.<br />Kadın'a "Paran var mı? Hesabı ödeyebilecek misin?" diye sordu ayağa kalkıp.<br />Kadın yanıtlamadı.<br />Hayır, yüzünü bile çevirmedi denizden.<br /><br />Adam gittikten sonra Kadın'ın artık yüzünü çevirip toparlanacağını sandım.<br />Hayır, kadın adam gittikten sonra da çevirmedi yüzünü.<br />Garsonlarla bile hiç konuşmadı.<br />Garsonlar anladı ve onlar da Kadın'la konuşmadı. Hiç konuşmadan kağıt peçeteler bıraktılar önüne. Şarabını yenilediler.<br />Kadın tam bir saat boyunca denize baktı ve ağladı.<br />O bir saatin sonunda çok kısa bir telefon görüşmesi yaptı.<br />"Gelin beni alın," dedi.<br />Duydum.<br />On beş dakika içinde birileri geldi.<br />Bir kadınla bir adam.<br />Kadın onlarla da konuşmadı.<br />Ben sandım ki, masadaki öteberisini, çantasını felan gelenler toplar.<br />Ama öyle olmadı.<br />Kadın her şeyini kendisi koydu çantasına.<br />Trençkotunu giyip belini bağladı, aynı kararlılıkla. En sonunda da güneş gözlüğünü çıkarıp taktı.<br />Hazırlandı yani. Hazırlanarak çıktı o mekandan.<br />Ve bütün bunları anlatılmaması gereken bir kederle yaptı.<br /><br />O gün, o uğultu kendi seslerine ayrışana kadar, neredeyse bir buyrukmuşcasına, ben de denize baktım.<br />Denize bakarken, denize öyle bakınca, insanın her şeyi geride bıraktığı hissine kapıldım.<br />Kadın bence o gün denize baktı baktı ve hikayesiyle birlikte her şeyini birden geride bıraktı...<br /><br /><p></p>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-45400062025966979792009-10-28T10:05:00.000-07:002009-10-28T10:16:16.408-07:00TEPKİ - Stephen KING<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjD3xBYvtS06yjml8n8ndzrfmpeQXyaeOLygYwp0xLezwsIpwRya6SPO2dQusC372WqxBpc22xnfyXWUbEHeo4AYQBVi0jaWQUFkuOD6SFnVcfaipVLB1kF4znG6UP_UCQu37ntPkyhfjez/s1600-h/993-Tepki.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5397698568136544898" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 221px; CURSOR: hand; HEIGHT: 320px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjD3xBYvtS06yjml8n8ndzrfmpeQXyaeOLygYwp0xLezwsIpwRya6SPO2dQusC372WqxBpc22xnfyXWUbEHeo4AYQBVi0jaWQUFkuOD6SFnVcfaipVLB1kF4znG6UP_UCQu37ntPkyhfjez/s320/993-Tepki.jpg" border="0" /></a><br /><div></div><div></div><div><br /><br />Olup biteni değiştirmenin olanaksızlığını bildiren sıcak yaşlar akıyordu...</div><div></div><div></div><div></div><div></div><div align="center"><br /><br />Görmek istemeyenler kadar kimse kör değildir.</div><div></div><div></div><div></div><div></div><div><br /><br /><br />Ömür kısa, acılar uzundur. Hepimiz bu dünyaya birbirimize yardım etmek için geldik</div>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-36125368903706072492009-10-09T11:39:00.000-07:002009-10-09T12:37:27.087-07:00SENİN ADIN BİLE GEÇMEDİ - İclal AYDIN<div align="left">Aslında... Senin adın bile geçmedi...<br />Ama...<br />Ben seni hiç unutmadım...<br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3HkryL5eSyRYTKW5NVtqaE6ZkfDx8xEd1Hl8R47j2u1T8g6OkL-GO9UDikM8Gp1Szvk5Zg1S_DRoBaAbdAqzKo8kpfNdlvcTZpYkNNmaUM8Yblll9OGo_LLZzO3ak73LX0aplZZTd8ePR/s1600-h/icl.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5390674372344201330" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 315px; CURSOR: hand; HEIGHT: 208px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3HkryL5eSyRYTKW5NVtqaE6ZkfDx8xEd1Hl8R47j2u1T8g6OkL-GO9UDikM8Gp1Szvk5Zg1S_DRoBaAbdAqzKo8kpfNdlvcTZpYkNNmaUM8Yblll9OGo_LLZzO3ak73LX0aplZZTd8ePR/s320/icl.JPG" border="0" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><em>Birini sevmeye beni benden daha iyi kimse ikna</em> <em>edemez, biliyor musun...<br /></em><br /><br /><br /><br /><br />Susmak da aşkın yollarından biriymiş. Bunu öğrendim...<br />Susulmuş çok aşkım yok ama aşktan sustuğum çok hikayem var desem...<br /><br /><br /><br /></div><div align="center">Yüzüne bakıp her şeyi unutmayı ve onunla her şeye </div><div align="center">yeniden başlamayı beklersin...</div><p align="left"><br /><br /><br /><br />Merhamet ederek sevmenin "sevmekle" bir ilgisi olmadığını üzülerek anlıyor sonunda...<br /><br /><br />Aşk da yazı gibidir<br />Yok oldu demekle yok olmaz<br />Öldü demekle ölmez.<br />Biçim, üslup değiştirir ama ölüp yok olmaz.<br />Tıpkı yazı gibi, aşktan da vazgeçilmez.<br /><br /></p><p align="center"><br /><br />Dip o kadarderin ve esnek bir şey ki, inanamayacaksın.<br />Hep daha, daha, daha da dip var.<br />Ve o dip, garip bir esneklikle insanı yukarı fırlatıyor sonunda.<br /><br /><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgf-iY27cUNpshUsnElP5NsmaohZaJzoutRf49QiRTQHZx2CD3FwnYziAaw07d6H5PZZI2i9w5Q53gENBQ19-YbnWJr7Nv__DkoK0By4BlOu65X-7vEAEq3qbGBjApCtE4Etuykd7X58wtq/s1600-h/erw.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5390682854596154658" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 301px; CURSOR: hand; HEIGHT: 207px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgf-iY27cUNpshUsnElP5NsmaohZaJzoutRf49QiRTQHZx2CD3FwnYziAaw07d6H5PZZI2i9w5Q53gENBQ19-YbnWJr7Nv__DkoK0By4BlOu65X-7vEAEq3qbGBjApCtE4Etuykd7X58wtq/s320/erw.jpg" border="0" /></a><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTTSpnq_bYUKySVfTWd3nErYVKbzAMbuSmXhcI1lW4t8La1S4Xxdv72zzy3-5RcFIEcgJz33-LUTyE8vXVuv3FTBjcsvkjb-JF0yJ6_hLed_nyc-NyBAUlIBoOSZFAESvUGoxFMvLuSF6l/s1600-h/erw.jpg"></a><br /></p><div align="left">Soru: "Hayatında birisi mi var?"</div><div align="left"><em>(alt metin: "Yok değil mi?")</em></div><div align="left">Cevap: "Yok"</div><div align="left">Soru: "Ama bana hiç öyle gelmiyor?.."</div><div align="left"><em>(Alt metin: "Ya bir daha söyle! Olmadığına ikna et beni!")</em></div><br /><br /><br /><div align="right"></div><div align="right">Ağlarken, aslında her şeye birden ağlıyoruz...<br />Ama en çok, emeğe duyduğumuz aşk yüzünden,<br />emeğe duyulan aşkla ağlıyoruz...<br /></div><br /><br /><br />Ne kadar farklı başlasa da,<br />her aşkın aynı yerde noktalandığına inanıyor insan.<br /><div align="center"></div><div align="center"></div><div align="center"></div><div align="center"><em><br /><br /><br />Aşk olasılıksızlarla çıkıp gelir.</em></div><div align="center"></div><div align="left"></div><div align="left"></div><div align="left"></div><br /><p><br /><p></p>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-30981627920325662162009-09-28T11:30:00.000-07:002009-09-28T11:57:34.382-07:00ŞEMSİYE - Sunay AKIN<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVm_0UrMEeQfNB4DKjkvfLSV0TsW7yI2SsB9DumysT6TxwarE5BMY4zEK22QcHuMlE_9GoiyScq7rHAxLeanuBC-Cp8begJUvcOVPck1zX-qIUKVLv7SGTaj2lwRR4rlIe_GMp92AMJNyJ/s1600-h/semsiye3.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5386592602701698034" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 320px; CURSOR: hand; HEIGHT: 240px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVm_0UrMEeQfNB4DKjkvfLSV0TsW7yI2SsB9DumysT6TxwarE5BMY4zEK22QcHuMlE_9GoiyScq7rHAxLeanuBC-Cp8begJUvcOVPck1zX-qIUKVLv7SGTaj2lwRR4rlIe_GMp92AMJNyJ/s320/semsiye3.jpg" border="0" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><div align="left">ŞEMSİYE<br />Tozlu bir şemsiye durur<br />Çatı katındaki odanın<br />Kuytu bir köşesinde<br />Kumaşındaki eski yağmurların<br />Hüzünlü kokusuyla<br /><br />Anımsar mısın bilmem<br />Yağmurun bardaktan<br />Boşanırcasına yağdığı o günü<br />Hani şemsiyeyi iyice çekip başımıza<br />Dudaklarımla hesaplamıştım<br />Yüz ölçümünü<br /><br />Nicedir sokağa çıkarmıyorum<br />Şemsiyeyi<br />Korkuyorum çünkü<br />Kapısı açık kafesinden<br />Uçan bir kanarya gibi<br />Beni ikinci kez terk etmenden<br /><br />Yanıt alamayacağımı bilsem bile<br />Yanına gidip<br />Sorarım hergün şemsiyeye<br />Altında elele<br />Nasıl görünürdük diye </div><div align="left"></div><div align="center"><em>Sunay AKIN</em> </div>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-16035575266972604172009-09-26T11:13:00.000-07:002009-09-26T11:33:39.816-07:00KELEBEK - Henri CHARRİERE<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3YCmg32j3tgjeg7sfIHBtq9ndGcyIYi6MvrJUP-nux4zu_7UwNgY1lUP4S-h00gNTwL-LVWppUlSQNZHvBlgkmmM8YkN5GOQ3IPd6c3vAXPN6GNIWPd4LvJDetyga5AW1hqGfF_xOxO7k/s1600-h/1223643106kelebek.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5385842403749664130" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 165px; CURSOR: hand; HEIGHT: 240px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3YCmg32j3tgjeg7sfIHBtq9ndGcyIYi6MvrJUP-nux4zu_7UwNgY1lUP4S-h00gNTwL-LVWppUlSQNZHvBlgkmmM8YkN5GOQ3IPd6c3vAXPN6GNIWPd4LvJDetyga5AW1hqGfF_xOxO7k/s320/1223643106kelebek.jpg" border="0" /></a><br /><em></em><br /><em></em><br />"<em>Her yıl 365 gündür; şubatın 29 çektiği bir yıla rastlamazsak, iki yıl 730 eder. Birden gülümsüyorum. 730 günle 731 arasında ne fark var? Hayır, aynı şey değil fazladan birgün. 24'er saatlik 730 gün çok daha uzun. Kaç saat eder hepsi acaba? Kafamsa bunu hesaplayabilirmiyim? Nasıl yapmalı imkansız gibi geliyor.Yok canım, neden hesaplanmasın. Evet, yapılabilir bu hesap. Bir bakalım. Yüz gün, iki bin dört yüz saat eder. Yediyle çarptın mı, gayet kolay, on altı bin sekiz yüz saat ediyor ve yirmi dört saatlik otuz gün artıyor ki o da yediyüz yirmi saat. Toplam on altı bin sekizyüz, artı yedi yüz yirmi..."</em><br /><br /><br /><br />Bir, iki, üç, dört, beş, dönüş.<br />Bir, iki, üç, dört, beş, dönüş:<br />"Yürüyorum, durmak yorulmak bilmeden, hırsla yürüyorum, genellikle gevşek olan bacaklarım bugün gergin. Başıma gelenlerden sonra, sanki birşey ezmek ister gibiyim. Ayaklarımla neyi ezebilirim ki? Altımda betondan başka şey yok. Hayır, böyle yürümekle pek çok şeyi ezebiliyorum. Yönetime hoş görünmek için bu kadar alçalabilen doktorun ödlekliğini eziyorum. Başka bir sınıfın acı ve sıkıntılarına kayıtsız kalan bir sınıf insanın kayıtsızlığını eziyorum...<br />Kim bilir daha neler eziyorum ayaklarımın altında? Ama bütün bu olup bitenlerden sonra herhalde eskisi gibi yürümüyor, her adımda bir şeyler çiğniyorum. Bir, iki, üç, dört, beş... Ve saatler... ağır ağır akıp geçerken, yorgunluk sessiz isyanımı bastırıyor."Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-83888545525697137592009-09-20T00:31:00.001-07:002009-09-23T13:16:19.935-07:00SENİN ADIN BİLE GEÇMEDİ -İclal AYDIN<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4o9yVTJLr6ZwPhrCyi95FRKcdf2QfDu6AYz0UG2H0mNMAevCZmxtWFIkE71mLp6kjaGYxQCFFF51bHCC1EI0t1csdTTMVjv5Wl5KLvuLkXqf7AzzZTuuuBsGWsNHtHhG74qcx-h65PzRJ/s1600-h/iclal_aydin1_.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5383449888388645458" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 212px; CURSOR: hand; HEIGHT: 320px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4o9yVTJLr6ZwPhrCyi95FRKcdf2QfDu6AYz0UG2H0mNMAevCZmxtWFIkE71mLp6kjaGYxQCFFF51bHCC1EI0t1csdTTMVjv5Wl5KLvuLkXqf7AzzZTuuuBsGWsNHtHhG74qcx-h65PzRJ/s320/iclal_aydin1_.jpg" border="0" /></a> Çevresinde olup bitenlerin pek farkında değildi. Karşı fakültenin en gözde erkeğinin kendisini seçtiğini kesinlikle algılayamamıştı mesela. gerçi, bıraksalar genç kız belki de hiç anlamayacaktıı ama bırakmamışlardı. Arkadaşları "Delirmişsin sen!" diyorlardı. "Bu çocuğa "Hayır" denir mi hiç! Seninki de şımarıklık artık!"<br /><br />Telkinde bulunuyorlardı sürekli. Genç kızı ikna etmek için yanıp tutuşuyorlardı adeta! "Kimin velihatı biliyor musun sen" diye soruyor; İzmir'in yarısının babasının adına tapulu olduğunu,üniversitedeki her iki kızdan birinin genç adamın aşkıyla ölüp bittiğini anlatıyorlardı. Anlayana kadar anlatıyorlardı!<br /><br />Genç adamda boş durmuyor , genç kıza her gün mektup gönderiyordu. Hemde istisnasız, her gün! Adresini nasıl bulmuştu bilmiyordu. Üstelik üniversite de ikide bir karşısına çıkıp canını sıkmaktansa böyle romantik bir yol seçişi, genç kızın aklını karıştırmıştı.<br /><br />Görüşmeye başladıklarındaysa aklı daha da karışmıştı: Kendisine prenses payesi biçilmiş, dünyanın bütün olanakları önüne serilmişti adeta. Açılmaz sanılan kapılar açılıyor, ancak filmlerde olur denen şeyler olup bitiyordu. Ve o mektuplar bir gün bile aksamıyordu.<br /><br />Olmuştu işte; önce arkadaşları, sonrada genç adamın kendisi, o genç adamdan bambaşka bir sevgili yaratmayı başarmışlardı sonunda! Göz göre göre hem de. Çünkü genç adam, genç kızın etkileneceği biri değildi aslında. Ne tarz ne de fizik olarak.<br /><br />Yine de genç kız kendisini kaptırdığını söyleyemezdi. Üzerine bu kadar düşülmesi yaralarını sarıyordu doğrusu ama oturup da deliler gibi genç adamı düşündüğü yoktu. Hem bundan da başka türlü zevk alıyordu. Acı çekmekten korkuyordu çünkü.<br /><br />Fakat sonra, topu topu birkaç kez görüşmüşlerken, o çok alıştığı mektuplar tak diye kesiliverdi. Nedense genç kızın içi cız etti ama bozuntuya vermedi hemen. Bekledi.<br /><br />"Çocuğu yıktım geçtim, hayatını sorgulayıp kendisiyle hesaplaşıyor ve bu yüzden de benden nefret ediyor." diyedüşündü. İlgi beklediğine inandırdı kendini. Ama zaman geçtikçe umudu azalmaya başladı ve mektupsuz geçen üçüncü günün sonunda dayanamayıp sordu, "Ne oldu?" diye. Genç adam hiçte inandırıcı olmayan bissürü şey sıraladı, "Hiç unutur muyum seni!"dedi.<br />Buna rağmen mektupların sayısı önce beş günde bire, sonra haftada bire, en sonunda da on günde bire düştü. Genç kız "Bitti mi yani? Bu kadar mıydı? Ben bu kadar değersiz miyim?" diye düşünmeye başladı. kendinden kuşkulandı. Sanki düzelmez bir hatası vardı da bir tek kendisi bilmiyordu bunu. Böyle hissetti. Yazgısının terk edilmek olmasından korktu. Aşağıladıkça aşağıladı kendini. Hem de umursamadığı, farkına bile varmadığı bir delikanlı uğruna!<br /><br />İşte tam o sırada arkadaşları yeniden devreye girdiler. "Zaten var ya, çok saçma bir şeydi! Sen bu yaşadığını bir deneyim olarak kabul etmelisin,"dediler. "Hem onun seni anlayabilmesi mümkün mü? Baba parasıyla caka satan züppenin teki sonuçta. Ayrıca ortada kaybeden biri varsa sen değilsin ki, o!"Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-42255879377256979942009-09-01T13:27:00.000-07:002009-09-01T13:34:16.511-07:00BENCE SEN DE ŞİMDİ HERKES GİBİSİN - Nazım Hikmet RAN<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDtby3i-7B1MwM5slIAZNOIcTTtwxBDhD_KolMKZMs6qIT2dFwLbMuOtg6i6RcbpUZv4svZMUaBeBZG6dI_nJltxGScvwqWoRHbcMWsTEyFrchw2uw1npo0a27jCRz1BreFbQWF_RAaogT/s1600-h/ask-sevgi-live.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5376599199663222802" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 320px; CURSOR: hand; HEIGHT: 193px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDtby3i-7B1MwM5slIAZNOIcTTtwxBDhD_KolMKZMs6qIT2dFwLbMuOtg6i6RcbpUZv4svZMUaBeBZG6dI_nJltxGScvwqWoRHbcMWsTEyFrchw2uw1npo0a27jCRz1BreFbQWF_RAaogT/s320/ask-sevgi-live.jpg" border="0" /></a><br /><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzrT8x3dEczs0wnEF-AnKR6T96tZcukkJeUeg4qKP-xnrMiE7WlWZ90pX7IwCdkN8EvA6pKoms6E6_AeSFF8MussOFzdpL4A6QrmYMbzlqzqNdXasp5raHv36ZkWfxVSM9h_Ia68snAD6H/s1600-h/hareketli_resimler.gif"></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br />BENCE SEN DE ŞİMDİ HERKES GİBİSİN<br />Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor.<br />Onlardan kalbime sevda geçmiyor.<br />Ben yordum ruhumu biraz da sen yor.<br />Çünkü bence şimdi herkes gibisin.<br /><br />Yolunu beklerken daha dün gece.<br />Kaçıyorum bugün senden gizlice.<br />Kalbime baktım da işte iyice.<br />Anladım ki sen de herkes gibisin.<br />Büsbütün unuttum seni eminim.<br />Maziye karıştı şimdi yeminim.<br />Kalbimde senin için yok bile kinim.<br />Bence sen de şimdi herkes gibisin.<br /><div align="center"><em>Nazım Hikmet RAN</em></div>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-83166987406344089092009-08-23T06:53:00.000-07:002009-09-03T10:20:56.608-07:00TEŞEKKÜRLER MAYDANOZ<div align="center"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjR40vfG3DIgrCA-lo_HxBf8X70FmuXoAwBVoDfqNVyaANCMWhhw1Er0KbOzjTkvCEPDsRC8cLdE72K5vbdHaghQExi40iCjoMrhSymtW1WOFJVD2sRK4mojm8GQln8W5ZVxebox4PGUxUP/s1600-h/gggg.bmp"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5373162803877575138" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 284px; CURSOR: hand; HEIGHT: 352px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjR40vfG3DIgrCA-lo_HxBf8X70FmuXoAwBVoDfqNVyaANCMWhhw1Er0KbOzjTkvCEPDsRC8cLdE72K5vbdHaghQExi40iCjoMrhSymtW1WOFJVD2sRK4mojm8GQln8W5ZVxebox4PGUxUP/s320/gggg.bmp" border="0" /></a><em><br />Bu ara güzel şeyler oluyor... Beğendiğim, takip ettiğim, içinde çok güzel bloglara yer açan (ki artık bende onların içindeyim:)) Maydanoz blogu benim için tanıtım sayfası açmış. Ona burdan çook teşekkür ediyorum.</em></div><p><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuDVK0Iw0eFt3CYJjUHN2JEP94uJ0ZpLlfhTyiBkMZkZOohgOKNpo-XHMVd-_4lCpc-FUhPQ7aDJiFfmxrAIEYvZ1Ab7vlYUcs1izp6yG7OpThZulrWA4tUfGbBPp_h6SzmfYyxGDki8yT/s1600-h/maydonoz+logo.bmp"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5373167636575489890" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 275px; CURSOR: hand; HEIGHT: 73px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuDVK0Iw0eFt3CYJjUHN2JEP94uJ0ZpLlfhTyiBkMZkZOohgOKNpo-XHMVd-_4lCpc-FUhPQ7aDJiFfmxrAIEYvZ1Ab7vlYUcs1izp6yG7OpThZulrWA4tUfGbBPp_h6SzmfYyxGDki8yT/s320/maydonoz+logo.bmp" border="0" /></a> </p><p><br /><a href="http://cimcimeblog.blogspot.com/">http://cimcimeblog.blogspot.com/</a><br /><br /><em>Bu güzel bloga bu adresten ulaşabilirsiniz.</em> </p>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-82087814940176155162009-08-22T11:00:00.000-07:002009-08-23T06:35:08.188-07:00BEN DE ÖDÜL ALDIMMM:))<div align="left"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-JULf8fSfuIwikfNsbFQBx20cku8dX7V8f5mP5cQDHdyv3mx-s2eYxeXX-OVP6AL1HlHx8CPWeUYXWWCBdlhz0EHH4VNwuUQ7WQjt3ykmMg6r3cFRJVN7OCD2gWN4GqSYSrhEVUALqaCT/s1600-h/%C3%B6d%C3%BCl%C3%BCm.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5372850001412272242" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 264px; CURSOR: hand; HEIGHT: 211px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-JULf8fSfuIwikfNsbFQBx20cku8dX7V8f5mP5cQDHdyv3mx-s2eYxeXX-OVP6AL1HlHx8CPWeUYXWWCBdlhz0EHH4VNwuUQ7WQjt3ykmMg6r3cFRJVN7OCD2gWN4GqSYSrhEVUALqaCT/s320/%C3%B6d%C3%BCl%C3%BCm.jpg" border="0" /></a><em>Artık benim blogumunda bir ödülü var. (Umarım devamı gelir.) Ne yalan söyleyeyim arkadaşlarımda gördüğümde çok imrenmiştim. Sağolsun</em> <a href="http://ortancaname.blogspot.com/">ortanca</a> (<a href="http://ortancaname.blogspot.com/">http://ortancaname.blogspot.com/</a>) <em>arkadaşım beni blogunda ödüllendirmiş. Kendisine çook teşekkür ederim beni çok mutlu etti.<br /></em></div><em><div align="center"><br />Ödülün Kuralları ise şöyleymiş;<br /></em>*Sizi ödüllendirene teşekkür edin.<br />*Sizi ödüllendirenin blog linkini yayınlayın<br />*Ödülün logosunu yayınlayın<br />*7 Yaratıcı blogeri ödüllendirin.<br />*7 Bloğun linklerini yayınlayın.<br />*Ödüllendirdiklerinizi haberdar edin.<br />*Kendiniz hakkında 7 ilginç şey yazın.</div><div align="center"></div><div align="left"></div><em><div align="left"><br /><br /><br />Benim ödüllendirdiklerim: </div><div align="left"></em>web günlüğüm -<a class="white9" href="http://favoritepc.blogspot.com/" target="_blank">http://favoritepc.blogspot.com/</a><br />fikrin ne - <a class="orangethin" href="http://fikrinne.blogspot.com/" target="_blank">http://fikrinne.blogspot.com/</a><br />aktifmutfak - <a class="white9" href="http://www.aktifmutfak.com/" target="_blank">http://www.aktifmutfak.com/</a> </div><div align="left"><em>(aytaç ablam kesin ödüllendirilmiştir ama onu geçemezdim)</em><br />vladimir - <a class="orangethin" href="http://hakikivladimir.blogspot.com/" target="_blank">http://hakikivladimir.blogspot.com/</a><br />allak-bullak - <a class="orangethin" href="http://www.allak-bullak.com/" target="_blank">http://www.allak-bullak.com/</a><br />Yaşadıkça - <a class="orangethin" href="http://neslihan75.blogspot.com/" target="_blank">http://neslihan75.blogspot.com/</a><br />Maydanoz - <a class="white9" href="http://cimcimeblog.blogspot.com/" target="_blank"><span style="color:#3333ff;">http://cimcimeblog.blogspot.com</span></a><br /></div><div align="center"><br /><em>Ve benim hakkımda;</em> </div><div align="left"><em>*Böceklerden inanılmaz derecede korkarım hatta bazen olayı abartıp büyük kara sineklerden de korkuyorum.</em><br /><em>*Balık yemem. Kokusundan nefret ediyorum. Evdekiler balık yediğinde o masada oturmamama rağmen üstümü değiştiririm.</em><br /><em>*Bir kitaba başlamışsam beğenmesem bile sonuna kadar okurum. Yoksa hep içimde kalır.</em><br /><em>*Kitaplarım konusunda titizimdir, kitaplarımı asla kıvırarak okumam.</em><br /><em>*Karşımda sakız çiğnenmesi sinirlerimi bozar. Çiğneme şekline göre sabır gösteririm yoksa dayanamayıp uyarırım.</em><br /><em></em></div>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-20863438209177339502009-08-22T05:44:00.000-07:002009-09-03T10:21:25.659-07:00BENDE MİM'LENDİM:)))Bloxoo sayesinde kendi blogumu tanıtma ve bir çok güzel blog tanıma fırsatım oldu. Ve orda tanıdığım blogunu keşfettikten sonra takipçisi olduğum, arkadaşlarımdan <a href="http://sinemahser.blogspot.com/">benay</a> beni mimlemiş:)) Ki bu benim ilk mimlenişim:))) Ona burdan çoook teşekkür ediyorum.<br />Şimdi de sıra mim'lendirmenin gerektirdiği soruların yanıtlarına...<br /><br /><span style="color:#ff6666;">En sevdiğiniz blogger:</span> <em><a href="http://fikrinne.blogspot.com/">fikrin ne</a></em><br /><em>Yazılarını çok beğendiğim ve her gün takip ettiğim bir blogger. En beğendiğim yanı blogunu hep güncel tutması ve mutlaka her gün güncel haberlerden başlıklar yayınlaması.</em><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNeguKQOprHHun6WPAdqQURHpVb6eW2dzjY_lYMqhX25K983ybA4qRZUVp9aR05nsn4Tm_kthZKAWmhq4uyRf5iDY_aN46O5thWYkX-EF4zQLrwGEo0S_Q1FtHFS_CC6JIrGx3Rzn_fPf5/s1600-h/fikrin+ne.bmp"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5372773521108636930" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 320px; CURSOR: hand; HEIGHT: 101px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNeguKQOprHHun6WPAdqQURHpVb6eW2dzjY_lYMqhX25K983ybA4qRZUVp9aR05nsn4Tm_kthZKAWmhq4uyRf5iDY_aN46O5thWYkX-EF4zQLrwGEo0S_Q1FtHFS_CC6JIrGx3Rzn_fPf5/s320/fikrin+ne.bmp" border="0" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><span style="color:#ff6666;">En sevdiğiniz yer:</span> <span style="color:#000000;"><em>Deniz olan her yeri seviyorum.</em></span><span style="color:#000000;"><em>Oturup saatlerce denizi izleyebilirim.</em></span><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjM1mIKby0kaQ5tuJwvBNlwd1B0Ruh3pJmTTRQEg55BX2gPrk8Dg8h5MqZO396RViffbtjRVUySX-t5L2mSu8szNudcvaNI9sQcELpma-TvyWOHvNmP4lTn_QvpgPzDXUQIA7GDP2ypNLC6/s1600-h/1_edirne_kiyikoy_012.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5372774826065853362" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 320px; CURSOR: hand; HEIGHT: 156px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjM1mIKby0kaQ5tuJwvBNlwd1B0Ruh3pJmTTRQEg55BX2gPrk8Dg8h5MqZO396RViffbtjRVUySX-t5L2mSu8szNudcvaNI9sQcELpma-TvyWOHvNmP4lTn_QvpgPzDXUQIA7GDP2ypNLC6/s320/1_edirne_kiyikoy_012.jpg" border="0" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><span style="color:#ff6666;">En sevdiğiniz aksesuar:</span> <em>Kolye takmayı seviyorum. Takıp takıştırmayı çok seven biri değilim.</em><br /><br /><span style="color:#ff6666;">En sevdiğiniz hayvan :</span><em> Muhabbet kuşu. Küçükken evde beslerdik ama bizim kuş hamile kalmaya başlayınca evimiz kuş yuvasına ve dolayısıyla tüy yuvasına döndü:))Hem onun için hem de onlara bir şey olduğunda çok üzüldüğümüz için artık beslemiyoruz.</em><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzM_DtwOZhwSSxJD1FjSGWfQMeiMWFotUFkD26hFvhd3VvP-f9nLmLWU8mrFe5nWrBOrmX9vp02fyM4u4k3byfymYLxSES268DY6UOnkoMNIvwte7pQXZcxHc-fDxV0LxvAPysjVcRzQkh/s1600-h/beyaz-ve-yesil-muhabbet-kuslari.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5372776444136342626" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 308px; CURSOR: hand; HEIGHT: 191px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzM_DtwOZhwSSxJD1FjSGWfQMeiMWFotUFkD26hFvhd3VvP-f9nLmLWU8mrFe5nWrBOrmX9vp02fyM4u4k3byfymYLxSES268DY6UOnkoMNIvwte7pQXZcxHc-fDxV0LxvAPysjVcRzQkh/s320/beyaz-ve-yesil-muhabbet-kuslari.jpg" border="0" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><span style="color:#ff6666;">En sevdiğiniz içecek:</span> <em>Taze sıkılmış portakal suyu</em><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPBS6DB74b67Lrm8Zm-uqIYeXennLT-tLscwYGmGCKv6pfp17ptveUNXPoSp5iVJSeM-42QPKh71UqkXcHU4T_vJ5MNslFs5t75Z_caiT57a-rtbKsidTOo3hKX3nXZgSGc1lp509yJQUG/s1600-h/portakal+suyu.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5372777447899103538" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 198px; CURSOR: hand; HEIGHT: 217px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPBS6DB74b67Lrm8Zm-uqIYeXennLT-tLscwYGmGCKv6pfp17ptveUNXPoSp5iVJSeM-42QPKh71UqkXcHU4T_vJ5MNslFs5t75Z_caiT57a-rtbKsidTOo3hKX3nXZgSGc1lp509yJQUG/s320/portakal+suyu.jpg" border="0" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><span style="color:#ff6666;">En sevdiğiniz yemek:</span> <em>Mantı:)))</em> <em>Ama ramazan dolayısıyla dayanamayacağım için resmini koymuyorum:))</em><br /><br /><br /><span style="color:#ff6666;">En sevdiğiniz tatlı:</span> <em>Çikolatalı olan her şey:))</em> <em>Resmine bakmaya zor dayanıyorum ama koydum:))</em><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrLGOXDIxEEQcw2oCvBm1eYX-kJf99b_P3Ok0dL-DLK6eLOjgpOAZ6CNesbXTLELUHNAYTbmdDAuUx18P3Uyd4n5UyFeG88pGCb5AiKTU6sxytE3lTPesqA5w5ytZ1lH8s4Zd4xw56FkDv/s1600-h/tatl%C4%B1u.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5372795245200399394" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 366px; CURSOR: hand; HEIGHT: 196px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrLGOXDIxEEQcw2oCvBm1eYX-kJf99b_P3Ok0dL-DLK6eLOjgpOAZ6CNesbXTLELUHNAYTbmdDAuUx18P3Uyd4n5UyFeG88pGCb5AiKTU6sxytE3lTPesqA5w5ytZ1lH8s4Zd4xw56FkDv/s320/tatl%C4%B1u.JPG" border="0" /></a><br /><br /><span style="color:#ff6666;"></span><br /><span style="color:#ff6666;"></span><br /><span style="color:#ff6666;"></span><br /><span style="color:#ff6666;"></span><br /><span style="color:#ff6666;"></span><br /><span style="color:#ff6666;"></span><br /><span style="color:#ff6666;"></span><br /><span style="color:#ff6666;"></span><br /><span style="color:#ff6666;"></span><br /><span style="color:#ff6666;"></span><br /><span style="color:#ff6666;">En sevdiğiniz film:</span> <em>Aslında film izlemeyi çok seviyorum ve beğendiğim herkes mutlaka izlemeli dediğim o kadar çok film var ki.. Çok zor geldi bu soru. Ama madem bir isim vermem gerekiyor; Prestij.</em><br /><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCGEMaaGj3f4RATZCKbtu4A4eQ1-901yNqbJ1ueSN6nvaRYqMjQzal5sduMNa7_PPR9NSgww3sIbUvnfE5EJBIBip9waPxKNAzNvVKebRQ4RyWpCvf2RmElIZAbeFag5ZMVJ0VM2Yrwbeh/s1600-h/280px-Prestij_f_1.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5372778575180765554" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 195px; CURSOR: hand; HEIGHT: 272px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCGEMaaGj3f4RATZCKbtu4A4eQ1-901yNqbJ1ueSN6nvaRYqMjQzal5sduMNa7_PPR9NSgww3sIbUvnfE5EJBIBip9waPxKNAzNvVKebRQ4RyWpCvf2RmElIZAbeFag5ZMVJ0VM2Yrwbeh/s320/280px-Prestij_f_1.jpg" border="0" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><span style="color:#ff6666;">En sevdiğiniz pc programı:</span> <em>Eskiden en çok bs playeri kullanırdım ama bu ara medya player kullanıyorum.</em><br /><br /><span style="color:#ff6666;">En sevdiğiniz tv programı: </span><span style="color:#000000;"><em>Asi'yi izliyordum ama bitti:(( Doktorları izliyordum yarıda kestiler:(( </em></span><span style="color:#000000;"><em>Şimdi de Çok Güzel Hareketler Bunlar'ı izliyorum. Umarım bu bitmez:))</em></span><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-co5-rkHCu9jnvtJKhLNDBtaPs1D8nF19GvDPg3wXDOobOuqSFE7T_5A10O9GBCJLp0K7F94szLCZDWCVlkC5-mpNLSbeWaFvuKDWXSJAyfNTb-ufJYAZem6wQus54Qiy5Ydi5LFukanl/s1600-h/asiii.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5372786766527886098" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 292px; CURSOR: hand; HEIGHT: 196px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-co5-rkHCu9jnvtJKhLNDBtaPs1D8nF19GvDPg3wXDOobOuqSFE7T_5A10O9GBCJLp0K7F94szLCZDWCVlkC5-mpNLSbeWaFvuKDWXSJAyfNTb-ufJYAZem6wQus54Qiy5Ydi5LFukanl/s320/asiii.JPG" border="0" /></a><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5372787352759276690" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 285px; CURSOR: hand; HEIGHT: 194px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQY3dHU_-bKrh0WvHFK6h9undk1LbzGeJcPRfthwoD6AZcXrvlOK5uqenjRJVihjcgS9JaogRkVol24dggcNJ2UjZTgczms5h5OIVDqOBLAaluS6gPlGxTRe1vwuq8KYAWxwi59CG3-Caf/s320/levent_ve_cetesi.jpg" border="0" /><br /><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgj3YQ13Ul1TRJ0S10EsUOIhfJ0K_TIHWGEMRjav1Qqa74RtzbExNyzdNkmwhZCEm1vs1BEt_erB46ek3aTIHL3sJ7lPNvsF5ZtpK8KDRHdcUeWuqc9TFdtMZB8lbLLOamqrehalLQTuxNr/s1600-h/asi.jpg"></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><p><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhm0gU16BeSI4uFMf_oyaT7DlR43_6GlcF6dndsI17yy86fdJpjQIUCW-MLEU1jtfNl-Nd96emvDemMN3p56I1WeOmaiAbsBpGQ1JPOEJJqxVP-sDYyYNTJypK7AqiKHIj9VZ8QHPpSTOe2/s1600-h/x8ebdk_cghb.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5372787965132707202" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 320px; CURSOR: hand; HEIGHT: 240px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhm0gU16BeSI4uFMf_oyaT7DlR43_6GlcF6dndsI17yy86fdJpjQIUCW-MLEU1jtfNl-Nd96emvDemMN3p56I1WeOmaiAbsBpGQ1JPOEJJqxVP-sDYyYNTJypK7AqiKHIj9VZ8QHPpSTOe2/s320/x8ebdk_cghb.jpg" border="0" /></a></p><span style="color:#ff6666;">En sevdiğiniz renk:</span> <em>Pembe (toz pembe derler ya hani:))<br /></em><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNlGpX7fO9oL05FVZYCjpbHVow9wIm1wNybO-H1SoRF-p-eVN4K_vgZsYS9sk0kGB_2HUXBsMQc4-QI_thLy1qjcld4i0ruufBx9EEFbh4RUFyps4kp6n2lVWX0c4utJB42cdHp7Of39Fa/s1600-h/pembe.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5372788443989161858" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 311px; CURSOR: hand; HEIGHT: 147px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNlGpX7fO9oL05FVZYCjpbHVow9wIm1wNybO-H1SoRF-p-eVN4K_vgZsYS9sk0kGB_2HUXBsMQc4-QI_thLy1qjcld4i0ruufBx9EEFbh4RUFyps4kp6n2lVWX0c4utJB42cdHp7Of39Fa/s320/pembe.jpg" border="0" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><span style="color:#ff6666;">En sevdiğiniz çizgi film karakteri:</span> <em>Ay savaşcısı:)) Onu sevmeyen yoktu sanırım, hele maskeli prens.. Büyüyecektik ve öyle biri gelip bizi bulacaktı..</em><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxyQi0yKmjQMPYz_MTThOEmChJNDa_w7DrGWkWwlcg4KYJOAccC_7xX23v9B-4Jp0iN7-nUiBYsSUr45DeGAJDS4mx3R9GPHmM-BLMyS8LhC8w5UO59VydPZ1gPBXcis0MMGNDrPkm_cPD/s1600-h/ay+sava%C5%9F.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5372790762265165138" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 320px; CURSOR: hand; HEIGHT: 197px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxyQi0yKmjQMPYz_MTThOEmChJNDa_w7DrGWkWwlcg4KYJOAccC_7xX23v9B-4Jp0iN7-nUiBYsSUr45DeGAJDS4mx3R9GPHmM-BLMyS8LhC8w5UO59VydPZ1gPBXcis0MMGNDrPkm_cPD/s320/ay+sava%C5%9F.jpg" border="0" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><span style="color:#ff6666;"><span style="color:#ff6666;">En sevdiğiniz yazar:</span> <span style="color:#000000;"><em>Kitaplarla ilgili bir blog yayınladığım için bu soruyu boş bırakıyorum. </em></span></span><br /><em></em><br />Ve son olarak MİM'mi<br /><br /><a href="http://favoritepc.blogspot.com/">Web günlüğüm</a><br /><a href="http://fikrinne.blogspot.com/">fikrin ne</a><br /><em><a href="http://saydek.blogspot.com/">saydek</a>' e paslıyorum:)))</em>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-6246978941363704342009-08-19T06:11:00.000-07:002009-08-19T06:30:00.467-07:00Sunay AKIN<div align="left"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEipOtMCxBA7GB4PNjhKoBShX5Ra8LImvke9QPdL4UvW6ZT12OrEdx9KAj5hVfRPm52SfYSRQ_C_-z4deFodoBmUaAnNikYE5DFiUNQUpAIs816woKUgL3FuWR3eCbWcnFbUxqk9-ncdA8kU/s1600-h/AYRLK_~1.JPG"><img style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 321px; DISPLAY: block; HEIGHT: 239px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5371662102797512386" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEipOtMCxBA7GB4PNjhKoBShX5Ra8LImvke9QPdL4UvW6ZT12OrEdx9KAj5hVfRPm52SfYSRQ_C_-z4deFodoBmUaAnNikYE5DFiUNQUpAIs816woKUgL3FuWR3eCbWcnFbUxqk9-ncdA8kU/s320/AYRLK_~1.JPG" /></a> </div><p align="center"><em><strong>AYRILIK </strong><br />İki rayı gibiyiz<br />bir tren yolunun<br />yakın olması neyi değiştirir<br />son istasyonun<br />Sunay Akın</em><br /><br /></p><div align="left"></div>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-31204477475559844432009-08-18T12:27:00.000-07:002009-08-18T13:12:44.137-07:00TAVUK SUYUNA ÇORBA / ANNELERİN YÜREĞİNİ ISITACAK ÖYKÜLER\ - Jack CANFİELD<div align="center"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgz0UicoxGyvC6fG2GtLrynWlaUg6o5tlmY7mQzmJSSB5OdKzLzlGpI6T65cukMGkMdEmDHCJD9OAbulIVGCJeajth0ppIICk5kOQLFcly3M7w16Ib1-0HITaPo8WlZPt2-K8xDdwIep3pM/s1600-h/63605_2.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 218px; FLOAT: left; HEIGHT: 299px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5371388388758841458" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgz0UicoxGyvC6fG2GtLrynWlaUg6o5tlmY7mQzmJSSB5OdKzLzlGpI6T65cukMGkMdEmDHCJD9OAbulIVGCJeajth0ppIICk5kOQLFcly3M7w16Ib1-0HITaPo8WlZPt2-K8xDdwIep3pM/s320/63605_2.jpg" /></a> <br />Sevgi her mevsimin meyvesidir ve her elin uzanabileceği yerdedir.</div><div align="center"><em>Rahibe TERESA</em><br /></div><div align="center"><em></em></div><div align="center"><em></em></div><div align="center"><em></em></div><div align="right"></div><div align="right"></div><div align="right"></div><div align="right"></div><div align="right"></div><div align="right"></div><div align="right"><br /><br />Anne sevgisinde olanaksıza yer yoktur.</div><div align="right"><em>PADDOCK</em></div><div align="right"><em></em></div><div align="right"></div><div align="right"></div><div align="right"><br /></div><div align="left"><br /><br />Bir annenin ne çocuğa gösterdiği sevginin, ne de ona gösterdiği dostluğun bir benzeri vardır.</div><div align="center"><em>Hary Ward BEECHER</em></div><br /><div align="center"><em></em></div><br /><div align="center"><em></em></div><br /><div align="left"><em></em></div><br /><div align="left">Sen küçücüktün </div><div align="left">Ve yanıbaşındaydım,</div><div align="left">Soğuk havalarda </div><div align="left">Seni yumuşacık battaniyelere sardım</div><div align="left">Artık büyüdün</div><div align="left">Ve uzaklardasın,</div><div align="left">Şimdi ellerini kaldırıyor</div><div align="left">Ve seni dualarımla sarmalamaya çalışıyorum.</div><div align="center"><em>Dona Maddux COOPER</em> </div><br /><div align="center"><em></em></div><br /><div align="center"><em></em></div><div align="center"><em></em></div><br /><div align="center">Başarısızlık bir yenilgi değildir.</div><div align="center">Sadece başarınızın ertelenmesidir.</div><div align="center">Geçici olarak kullandığınız bir yoldur,</div><div align="center">bir çıkmaz sokak değil.</div><div align="center"><em>William Arthur WARD</em></div><div align="center"><em></em></div><div align="center"></div><div align="center"><br /></div><div align="left"><br /><br />Kışın buz gibi havasında içimde sıcacık bir yaz olduğunu farkettim.</div><p><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjz2SxsCm8eUECRpeiFOn-AKXpgSHN7MSu3AGSnROC5tpgqd1e2X0ku8RlPV-dwgu4FcLKCIjstls2Mc98JtIwD2w64epEsAcI4oSzgiZIroFZosxyWpRrMv7YD7tc22ix-S5fsq600mHFp/s1600-h/minik%2520el(1).jpg"><img style="MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 247px; FLOAT: right; HEIGHT: 233px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5371397132683728562" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjz2SxsCm8eUECRpeiFOn-AKXpgSHN7MSu3AGSnROC5tpgqd1e2X0ku8RlPV-dwgu4FcLKCIjstls2Mc98JtIwD2w64epEsAcI4oSzgiZIroFZosxyWpRrMv7YD7tc22ix-S5fsq600mHFp/s320/minik%2520el(1).jpg" /></a></p><p><br /></p><p align="center"><br /><br />Canın yanınca elimi sık,<br />O zaman seni ne kadar çok sevdiğimi söyleyeceğim.</p><p align="center"></p><p align="left"></p><p align="left"></p><p align="left"><br /><br /><br />Bir dokunuş, binlerce sözcüğe değer<br /><em>Harold BLOOMFİELD</em></p>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-38828376802244473542009-08-16T11:13:00.000-07:002009-08-16T12:37:18.065-07:00TAVUK SUYUNA ÇORBA / ANNELERİN YÜREĞİNİ ISITACAK ÖYKÜLER\ - Jack CANFİELD<p align="center"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjyrDaxdUyScapP4Jxm4ff9inJWNeai19Zh1XqfqYnKOeKR4mwvzcPdvBYlTJyLUhyfHrKFEO1u2E0y5C3vSwUkWuV6ANtbuTQX0KfnxmMv9jot-U3MxU399aIEAhdNsMV2NhAgXdQJdNWF/s1600-h/anne-kiz.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 320px; FLOAT: left; HEIGHT: 234px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5370630563294250162" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjyrDaxdUyScapP4Jxm4ff9inJWNeai19Zh1XqfqYnKOeKR4mwvzcPdvBYlTJyLUhyfHrKFEO1u2E0y5C3vSwUkWuV6ANtbuTQX0KfnxmMv9jot-U3MxU399aIEAhdNsMV2NhAgXdQJdNWF/s320/anne-kiz.jpg" /></a></p>ANNELİK KONUSUNDA OLGUNLAŞTIĞINIZI NASIL ANLARSINIZ?<br /><br />Bu dönem belki artık rock konserlerinin başınızı ağrıtmaya başladığında başlar. Ya da sofrada diğerlerinden önce kendinizi düşünmeye başladığınızda. Veya bir tartışmaya "Çünkü ben sizin annenizim, bu yüzden!" diye sonlandırmaya başladığınızı farkedersiniz.<br />Anneliğin yeni aşamasına ulaşmışsınızdır artık. Bütün uyarı sinyallerinden söz edeceğim. Annelik konusunda olgunlaştığınızı şu sinyalleri farkettiğinizde anlarsınız.<br />Çocuklarınız için hazırladığınız supu kaselere dökerken, her birine eşit miktarda sup koyduğunuzu anlamak için kaseleri ölçmeye başlarsınız.<br />Küçük oğlunuzun en sevdiği oyuncak arabasını kırıp, onu ağlatan ağabeyine yaptığı hatayı düzeltmesi için bir sözleşme imzalarsınız.<br />Bir seferde sadece bir bacağınızı traş edecek zamanı bulabilirsiniz.<br />Yalnız kalabilmek için banyoya saklanırsınız.<br />Çocuğunuzun her dağıttığını toplarsınız.<br />Bir partide bir başkasının çocuğu ortalığı dağıtır, siz sürekli tıkınırsınız.<br />Bir sürü kızarmış ekmek dilimini ve yumurtayı hiçbiri birbirine değmeyecek şekilde yerleştirme konusunda uzmanlaşırsınız.<br />Çocuğunuz havaalanının bekleme salonunda yüksek sesle kendisine masal anlatmanızı ister ve onu reddetmezsiniz.<br />Çocuğunuzun oyuncak silahlara olan merakı, hatta ekmek dilimini ısırarak silah şekli vermesi hiç sinirlerinizi bozmaz.<br />Ketçapın bir tür sebze olduğu konusunda umudunuz vardır. Çünkü oğlunuz ketçaptan başka bir şey yemiyordur.<br />Oğlunuzun artık bir kız arkadaşının olması düşüncesi bile sizi mahveder.<br />Bir eşinin olmasının düşüncesinden ise daha çok nefret edersiniz.<br />Eşinizin sandöviçlerini, ekmek dilimlerini değişik şekillerde keserek hazırladığınızı farkedersiniz.<br />Çocuğunuzla birlikte video izlerken avcının Bambi'nin annesine vurduğu sahneyi hemen ileriye sararsınız.<br />Çocuğunuz aslanları sevdiği için, onu her hafta hayvanat bahçesine götürmeye başlarsınız.<br />Çocuğunuz okula başladığının birinci ayında sizden ayrılmak istemediği için moraliniz çok bozulur, sonra da çocuğunuz arkasına dönüp bakmadan okula gitmeye başlayınca moraliniz daha çok bozulur.<br />Çocuğunuzun bebeklik giysilerini vermeye dayanamazsınız, artık bu bir tür sondur çünkü.<br />"Üzerinde bu güzel giysilerinle olmaz." sözleri ağızınızdan döküldüğünnde, annenizin sesini işitir gibi olursunuz.<br />Annenizin sizi büyüttüğü yöntemi eleştirmekten vazgeçersiniz.<br />Eskisi kadar rahat uyku uyuyamamaya başlarsınız.<br />Çocuğunuzun yüzünü temizlemek için kendi tükürüğünüzü kullanmaya başlarsınız.<br />Bir yerlerde ortalama bir çocuğun günde 437 soru sorduğunu okuduktan sonra, kendi çocuğunuzun "ortalamanın üstünde" olmasından gurur duyarsınız.<br />Uzun zamandır eşinizle gece bir yere çıkamadığınız için çocuklara bir geceliğine bakıcı bulur, sonra da gecenin yarısını telefon başında çocukları sorarak geçirirsiniz.<br />Günde en az bir kez "Ben bu işi yapacak kadın değilim" dersiniz, ama asla vazgeçemeyeceğinizi çok iyi bilirsiniz.<br /><div align="center"><em>Laine Kupferberg Carter</em></div><p></p><p><br /><br /><em>NOT: Tavuk Suyuna Çorba kitabının 102. sayfasından alıntıdır. Kitabın 4 yazarı olduğu için ben sadece birini etiketliyorum.<br />Yazarlar; Jack CANFİELD, Mark Victor HANSEN, Marci SHİMOFF</em></p>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-50146137741891246352009-08-15T02:12:00.000-07:002009-08-15T02:28:46.456-07:00KİTAP KAMPANYASI<p align="center"><a href="http://resimlerihareketli.blogspot.com/"><img style="WIDTH: 366px; HEIGHT: 232px" title="Simli Hareketli Resimleri" alt="Simli Hareketli Resimleri" src="http://i249.photobucket.com/albums/gg202/eda199/hareketliresimler/3.gif" width="275" height="228" /></a></p><p align="left"><br />Okulların açılmasına az kaldığı bu dönemde duyarlı arkadaşlarımız kitap kampanyaları yapmaya başladı. Amacımız bunları bloglarımızda, sitelerimizde duyuyarak daha çok kişinin görmesini ve bu kampanyalara destek olmasını sağlamak. </p><p align="left">Eğer sizinde evinizde yararlanmadığınız ders kitapları, roman vb. var ise birine faydalı olmasını istiyorsanız lütfen aşağıdaki linke tıklayınız.<br /><br /><a href="http://www.bloxoo.com/BloxooFrame.aspx?blogUrl=kurutube.blogspot.com"><span style="color:#000000;">http://www.bloxoo.com/BloxooFrame.aspx?blogUrl=kurutube.blogspot.com</span></a></p>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-30402301652907940722009-08-14T13:46:00.000-07:002009-08-15T01:55:04.569-07:0033 OKUL 3003 ÖĞRENCİ İÇİN EL ELE KAMPANYASI<div align="center"><br /><br />33 OKUL 3003 ÖĞRENCİ İÇİN EL ELE KAMPANYASI<br /><br /></div><div align="center"></div><div align="center">Küçük bir çocuğun tuttuğu kalem olmaya ne dersiniz?<br /><br /></div><div align="center"></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxDyYb7nyVFqj8JPIvmTTEzoz9if8nOfevC179j5bBgO3LFQRshG9a9ZTZuZBbbnqoySPKGMx53WpkVeTgUEi-Xun5MwS5j_MC0vDea66D2eVE5xDoFH3PbWNHhC4ZTy95cLSF5SP74mdt/s1600-h/LOGOp.jpg"><img style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 271px; DISPLAY: block; HEIGHT: 320px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5369923940351882962" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxDyYb7nyVFqj8JPIvmTTEzoz9if8nOfevC179j5bBgO3LFQRshG9a9ZTZuZBbbnqoySPKGMx53WpkVeTgUEi-Xun5MwS5j_MC0vDea66D2eVE5xDoFH3PbWNHhC4ZTy95cLSF5SP74mdt/s320/LOGOp.jpg" /></a> <p align="center">Bu kampanya ile ilgili gerekli bilgileri </p><p align="center"><a href="http://uzagagidenkadin.blogspot.com/"><span style="color:#000000;">http://uzagagidenkadin.blogspot.com/</span></a> </p><p align="center"><a href="http://fikrinne.blogspot.com/2009/08/33-okul-3003-ogrenci-icin-elele.html"><span style="color:#000000;">http://fikrinne.blogspot.com/2009/08/33-okul-3003-ogrenci-icin-elele.html </span></a></p><p align="center"><span style="color:#000000;">adreslerinden ulaşabilirsiniz.</p></span>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-21417044095980041912009-08-14T07:28:00.000-07:002009-08-14T07:47:38.812-07:00Güzel ile Çirkin<p align="center"><a href="http://www.allcutethings.net/"><img border="0" src="http://dl5.glitter-graphics.net/pub/463/463455dkgcfm4m8o.gif" width="410" height="312" /></a></p><p align="left">Güzelle Çirkin bir gün dereden geçerken hadi yüzelim demişler. Elbiselerini çıkarıp suya girmişler. Bir süre sonra Çirkin sudan çıkıp üstünü giyinip gitmiş. O gittikten sonra Güzel de sudan çıkmış. Bakmış ki elbiseleri yok. Çirkin giymiş. O da çıplak kalmamak için çirkinin elbiselerini giymiş.<br />O günden sonra güzel ile çirkin hep karıştırılır. Ama güzeli önceden görenler güzeli tanır. Çirkinle karıştırmazlar.</p>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-6833689176572929832009-08-09T12:38:00.000-07:002009-08-09T13:34:19.263-07:00ATİLLA İLHAN<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKTAzR7kPIQLJUHe9eeoG3lBqBW-jxhwkU8rvk8scksPPSBaCWj9ZxAtI_1Trlmudzft-80ch9uwsbIrWcUuarIZ47TP27r4ey6OAyygaPayuKPdQHHiaU_adrvIeRmpIQYj2Zjdd8g3MH/s1600-h/53111849az7.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 243px; FLOAT: left; HEIGHT: 304px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5368064430671179250" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKTAzR7kPIQLJUHe9eeoG3lBqBW-jxhwkU8rvk8scksPPSBaCWj9ZxAtI_1Trlmudzft-80ch9uwsbIrWcUuarIZ47TP27r4ey6OAyygaPayuKPdQHHiaU_adrvIeRmpIQYj2Zjdd8g3MH/s320/53111849az7.jpg" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br />BÖYLE BİR SEVMEK (NE KADINLAR SEVDİM)<br /><br />Ne kadınlar sevdim zaten yoktular<br />Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir<br />Azıcık okşasam sanki çocuktular<br />Bıraksam korkudan gözleri sislenir.<br /><br />Ne kadınlar gördüm zaten yoktular<br />Böyle bir sevmek görülmemiştir<br />Hayır sanmayın ki beni unuttular<br />Hala arasıra mektupları gelir<br />Gerçek değildiler birer umuttular<br />Eski bir şarkı belki bir şiir<br /><br />Ne kadınlar sevdim zaten yoktular<br />Böyle bir sevmek görülmemiştir<br />Yalnızlıklarımda elimden tuttular<br />Uzak fısıltıları içimi ürpertir<br />Sanki gökyüzünde bir buluttular<br />Nereye kayboldular şimdi kimbilir<br /><br />Ne kadınlar sevdim zaten yoktular<br />Böyle bir sevmek görülmemiştir.Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-31850399658372617622009-08-07T11:27:00.000-07:002009-08-07T12:17:18.836-07:00BU HAYAT SİZİN / Hikaye - İpek ONGUN<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSMPqHZfpB_0YyaU2gDB-ld0001e9sN6gF_9B5zFAc122WAt9XJJetfC8w-cm6eS_ykYfJxVCBoQUPYt0j1d346WD4QgssbbpV7gfga92hgVDU36sndvMTLwNqyfkJvZDRUycAiIFo83wK/s1600-h/baba_kiz.jpg"><img style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 320px; DISPLAY: block; HEIGHT: 213px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5367302965060155090" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSMPqHZfpB_0YyaU2gDB-ld0001e9sN6gF_9B5zFAc122WAt9XJJetfC8w-cm6eS_ykYfJxVCBoQUPYt0j1d346WD4QgssbbpV7gfga92hgVDU36sndvMTLwNqyfkJvZDRUycAiIFo83wK/s320/baba_kiz.jpg" /></a> Bir gün babası Elsa'yı alıp, Roma kentinin dışındaki küçük bir köy kilisesinin çan kulesine çıkarmış. Küçük kız neden buraya getirildiğini merak ederken, "Aşağıya bak yavrum" demiş babası. Elsa korkarak eğilip aşağıya bakmış. Gördüğü, köyün kare biçimindeki meydanı ve bu meydana çıkan pek çok irili ufaklı sokaklarmış. Soran gözlerini küçük kız babasına çevirmiş. "İşte yavrum" demiş babası. "Gördüğün gibi, bir yere pek çok yönden varılabilir. İstediğin yere bir yoldan ulaşamazsan, mutlaka başka bir yolu vardır."<br /><div>Babasının ne anlatmak istediğini hemen anlamış küçük kız. O sabah annesine okuldaki yemeklerin kötülüğünden söz etmiş ama annesi bu yakınmayı dinlememiş bile.</div><div>Küçük kız babasından aldığı ve bir ömür boyu unutamayacağı bu öğüt doğrultusunda oturup düşünmüş ve başka bir yol denemeye karar vermiş. </div><div>Ertesi gün okulda verilen çorbayı bir şişeye boşaltıp eve getirmiş ve aşçı başıyı ikna ederek akşam yemeğine çorbayı annesinin tabağına koymasını sağlamış. Annesi çorbadan alır almaz "Bu ne berbat şey! Aşçı çıldırmış olmalı." deyince Elsa yaptığını anlatmış ve annesi de bunun üzerine konuyla ilgileneceğine söz vermiş.</div>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-52258041920276069732009-08-06T10:35:00.000-07:002009-08-06T11:04:38.027-07:00BU HAYAT SİZİN / Hikaye - İpek ONGUN<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-9JejCLpuTiPj4OGzSyH21y7owa99uyndSOOVMaT02SNH27vx7FEhmQ-rW15vkM5-6gQSn3ILxJ0G1urnwzLm7tRM9ixOX90w9v4m93T44HNLKwo8QEQKDYt9zzwvBszrd7ZIfU7SBh0A/s1600-h/deniz-yildizi-resmi-full.jpg"><img style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 459px; DISPLAY: block; HEIGHT: 274px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5366911852597516210" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-9JejCLpuTiPj4OGzSyH21y7owa99uyndSOOVMaT02SNH27vx7FEhmQ-rW15vkM5-6gQSn3ILxJ0G1urnwzLm7tRM9ixOX90w9v4m93T44HNLKwo8QEQKDYt9zzwvBszrd7ZIfU7SBh0A/s320/deniz-yildizi-resmi-full.jpg" /></a> Bir zamanlar yazılarını yazmak için okyanus sahillerine giden bir adam varmış. Her sabah çalışmaya başlamadan önce yaptığı yürüyüşlerin birinde, plaja doğru baktığında dans eder gibi hareketler yapan bir insanın süliletini görmüş. Yaklaştıkça bunun genç bir adam olduğunu ve dans etmediğini, birkaç adım koştuktan sonra yerden aldığı bir şeyi yumuşak hareketlerle okyanusa fırlattığını görmüş. Ona seslenmiş:<br />-Günaydın ne yapıyorsun böyle?<br /><div>Genç adam durmuş, başını kaldırıp cevap vermiş.</div><div>-Okyanusa denizyıldızı atıyorum.<br />-Sanırım şöyle sormalıyım neden okyanusa deniz yıldızı atıyorsun?</div><div>-Güneş çok yükseldi ve sular çekiliyor. Eğer onları suya atmazsam ölecekler.</div><div>-Ama delikanlı, görmüyor musun, kilometrelerce sahil var ve baştan aşağıya deniz yıldızıyla dolu. Hiçbir şey farketmez.<br />Genç adam kibarca dinlemiş, eğilerek yerden bir denizyıldızı daha almış ve dalgalanan denize doğru fırlatmış.</div><div>-Bunun için farketti.</div><div>Bu cevap adamı şaşırtmış, ne söyleyeceğini bilememiş. Geri dönmüş, yazısının başına geçmek </div><div>üzere kulübesine gitmiş. Gün boyunca bir şeyler yazmaya çalışırken genç adamın görüntüsü gözünün önünden gitmemiş. </div><div>Nihayet akşama doğru fark etmiş ki o koca bilim adamı, o büyük şair bu gencin davranışının özünü kavrayamamış. Çünkü bu gencin aslında yaptığının evrende bir gözlemci olmayı ve olup biteni izlemeyi değil, evrende bir oyuncu olmayı ve bir fark yaratmayı seçmek olduğunu anlamış. Sabah olduğunda, bir şey yapması gerektiğini bilerek uyanmış. Yataktan kalkmış, giyinmiş, sahile inmiş, o genci bulmuş. Ve bütün sabahı onunla okyanusa denizyıldızı atarak geçirmiş.</div><div><div> </div></div>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-427519065687002022009-08-05T00:56:00.000-07:002009-08-06T13:49:44.174-07:00TUZLU KAHVE<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhVSILQKhD14ZPfqhktHxaGEAl5tz3cAyHuSM8W13cSPB8fiI9KVZ7ca1dvjwpvrETunI2lBVe2dC4xVSVYksy-95FDqxI7pkPKKWtOBmcyiDOXeKK1xMZB39JSkIeZVosV2kGoOeB5amQ0/s1600-h/tuzlu-kahve.jpg"><img style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 320px; DISPLAY: block; HEIGHT: 251px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5366231376513536978" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhVSILQKhD14ZPfqhktHxaGEAl5tz3cAyHuSM8W13cSPB8fiI9KVZ7ca1dvjwpvrETunI2lBVe2dC4xVSVYksy-95FDqxI7pkPKKWtOBmcyiDOXeKK1xMZB39JSkIeZVosV2kGoOeB5amQ0/s320/tuzlu-kahve.jpg" /></a>Kıza bir partide rastlamıştı. O gün peşinde o kadar delikanlı vardı ki...<br />Partinin sonunda kızı kahve içmeye davet etti.Kız parti boyu dikkatini çekmeyen oğlanın davetine şaşırdı, ama tam bir kibarlık gösterisi yaparak kabul etti. Hemen köşedeki şirin kefeye oturdular. Delikanlı öyle heyecanlıydı ki, kalbinin çarpmasından konuşamıyordu. Onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı..<br />"Ben artık gideyim" demeye hazırlanırken, delikanlı birden garsonu çağırdı..."Bana biraz tuz getirir misiniz" dedi. "Kahveme koymak için." Yan masalardan bile şaşkın yüzler delikanlıya baktı. Kahveye tuz!. Delikanlı kıpkırmızı oldu utançtan, ama tuzu kahvesine döktü ve içmeye başladı. Kız, merakla "Garip bir ağız tadınız var" dedi. Delikanlı anlattı:<br />"Çocukken deniz kenarında yaşardık. Hep deniz kenarında ve denizde oynardım. Denizin tuzlu suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben. Bu tadı çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadı dilimde hissetsem, çocukluğumu, deniz kenarındaki evimizi ve mutlu ailemi hatırlıyorum. Annemle babam hala o deniz kenarında oturuyorlar. Onları ve evimi öyle özlüyorum ki.." Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının. Kız dinlediklerinden çok duygulanmıştı. İçini bu kadar samimi döken, evini, ailesini bu kadar özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmalıydı. Evini düşünen, evini arayan, evini sakınan biri. Ev duyusu olan biri. Kız da konuşmaya başladı. Onun da evi uzaklardaydı. Çocukluğu gibi. O da ailesini anlattı. Çok şirin bir sohbet olmuştu. Tatlı ve sıcak. Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel başlangıcı olmuştu tabii.<br />Buluşmaya devam ettiler ve her güzel öyküde olduğu gibi, prenses, prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yaşadılar. Prenses ne zaman kahve yapsa prensine içine bir kaşık tuz koydu, hayat boyu. Onun böyle sevdiğini biliyordu çünkü. 40 yıl sonra, adam dünyaya veda etti. "Ölümümden sonra aç" diye bir mektup bırakmıştı sevgili karısına. Şöyle diyordu, satırlarında.<br />"Sevgilim, bir tanem. Lütfen beni affet. Bütün hayatımızı bir yalan üzerine kurduğum için beni affet. Sana hayatımda bir kere yalan söyledim. Tuzlu kahvede.. İlk buluştuğumuz günü hatırlıyor musun? Öyle heyecanlı ve gergindim ki, şeker diyecekken 'Tuz' çıktı ağzımdan.. Sen ve herkes bana bakarken, değiştirmeye o kadar utandım ki, yalanla devam ettim. Bu yalanın bizim ilişkimizin temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti. Sana gerçeği anlatmayı defalarca düşündüm. Ama her defasında korkudan vazgeçtim. Şimdi ölüyorum ve artık korkmam için hiçbir sebep yok. İşte gerçek.. Ben tuzlu kahve sevmem. O garip ve rezil bir tat. Ama seni tanıdığım andan itibaren bu rezil kahveyi içtim. Hem de zerre pişmanlık duymadan. Seninle olmak hayatımın en büyük mutluluğu idi ve ben bu mutluluğu tuzlu kahveye borçluydum. Dünyaya bir daha gelsem, her şeyi yeniden yaşamak, seni yeniden tanımak ve bütün hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim, ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da.." Yaşlı kadının gözyaşları mektubu sırılsıklam ıslattı.<br />Lafı açıldığında bir gün biri, kadına "Tuzlu kahve nasıl bir şey" diye soracak oldu. Gözleri nemlendi kadının.. "Çok tatlı!.." dedi...<br /><br /><br /><br /><div align="center"><em>05.08.2009</em></div>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-4332133475743820028.post-51157090748509554162009-08-04T06:40:00.000-07:002009-08-04T11:25:20.123-07:00BU HAYAT SİZİN / HİKAYE - İpek ONGUN<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3N9MvCQUMMWnQHm6DPTYzkuJkjrSuIX-EkFiRLdNqTYDf4d740wB5byEgY2vybgQ0y4v9JuZD1BqLzWGjRne6pIek4CD8ETHgk0VJPWv5ALgAVPWN9S-oLiv1TVfL8skT8xBC_LTtydZR/s1600-h/2556493579_1aace933db_b.jpg"><img style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 320px; DISPLAY: block; HEIGHT: 213px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5366176333701218690" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3N9MvCQUMMWnQHm6DPTYzkuJkjrSuIX-EkFiRLdNqTYDf4d740wB5byEgY2vybgQ0y4v9JuZD1BqLzWGjRne6pIek4CD8ETHgk0VJPWv5ALgAVPWN9S-oLiv1TVfL8skT8xBC_LTtydZR/s320/2556493579_1aace933db_b.jpg" /></a>Kimsesiz küçük bir erkek çocuğunu bademcik ameliyatı yapmak için getirmişler. Çocuğun tüm sevgisini bir gözü kopmuş, eski, pırtıl bir oyuncak ayıya vermiş olduğu, ayısına sarılıp, onu bırakmak istememesinden belli oluyormuş.<br />Vakit geldiğinde, doktor çocuğun yanına gitmiş ve artık onu ameliyata alacaklarını bildirmiş. Bu arada hastabakıcı çocuğun elinden oyuncak ayısını almak için uzandığında doktor " Ayıyı bırakın hemşire hanım, sanırım onunla da ilgilenmemiz gerekecek" diyerek hastabakıcıyı durdurmuş.<br /><div>Saatler sonra çocuk kendine gelip gözlerini açtığında ilk gördüğü yastığının başına dayanmış olan oyuncak ayısı olmuş. Hem de ayısının kopmuş gözü bu hassas cerrah tarafından gazlı bez ve bantlarla özenli bir biçimde kapatılmış olarak...<br /><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjoPgG-3YjgEZl-4QQZw2rkbp0iBLdaPanjDsDuKovuO1uW5pewjXBMgIdPlWOwJGFj-ahn8S0ibavjDOrzxtbi1TuSbqMqjUdE7SR4ci_Td3bnjUtAyWsCn-VvOXVqvhGaX38HMpEpZvmM/s1600-h/2556493579_1aace933db_b.jpg"></a><br /></div>Güldenhttp://www.blogger.com/profile/05365416243999843055noreply@blogger.com0