1996'da, Giacomo Rizzolatti ve Leonardo Fogassi adında iki italyan bilim adamı maymunların motor nöronlarını inceliyorlardı. Bir mola sırasında Fogassi bir muzu eline alınca, Rizzolatti maymunda hareket olmamasına rağmen premotor korteksindeki bir nöron kümesinin ateşlendiğini farketti. Normal olarak nöronlar sadece bir eylem sırasında ateşlenir, ama o olayda maymun hareketi gördüğü zamanda ateşlenmişti. Maymunun muzu eline almasıyla aynı şeyi bilim adamının yaptığını görmesi fark etmiyordu; hücreler her iki halde de aynı tepkiyi vermişti. Rizzolati bu hücre kümelerine "ayna nöronlar" adını verdi.
Bu ayna nöronlar duyguları da taklit ederler.
Birisiyle etkileşime girdiğimiz zaman, o kişinin davranışlarını gözlemlemekten daha fazlasını yaparız. Beynimizde onların eylem, izlenim ve duyguların içsel bir betimlemesini yaratırız; eylemde bulunan, algılayan ve hisseden kendimizmiş gibi.
Ayna nöronlar, mesela bir golf sopasını sallamak gibi karmaşık eylemleri, sadece bir başkasının onları yapışını seyrederek öğrenmemizi sağlar. Aynı zamanda duyguları da iletirler ki, bir boksör yumruk yediği zaman olduğumuz yere sinmemizin nedeni de budur; ayna nöronlarımız bize o yumruğu yediğimiz hissini verir.
Bilim adamları bizi diğer hayvanlardan ayıran şeyin beynimizdeki ayna nöronların sayısı olduğuna inanıyor; bazı şeyleri öğrenmemiz onlar aracılığıyla mümkün oluyor. Alet kullanmak, konuşulanları analamak... Ve empati duymak.

Comments (0)

Computer Blogs - Blog Catalog Blog Directory BlogKüme'yi destekliyorum