"İnsanlar söylediklerinizi ya da yaptıklarınızı unutur, ama onlara neler hissettirdiğinizi asla unutmaz"
Maya ANGELOU



Kişi istediğini yapabilir; ama ne isteyeceğini isteyemez.
Schopenhauer




Hepimiz dünyayı gerçekte olduğu gibi değil, kendi önyargılı algılarımız vasıtasıyla gözlemleriz. Dolayısıyla, gerçekten bilebileceğiniz tek şey kendinizsiniz.




Hangisi önce gelir? Önce korku hissederiz ve bedenimiz sonra mı tepki gösterir? Yoksa, bedenimiz harici uyarılara verdiği yanıtı beynimiz korku olarak mı yorumlar?
Duyularla ilgili iki teori var. 1884'de öne sürülen birincisi, beynin bir kaç ya da dövüş tepkisi tetiklediğini ve sonra da bunun neden olduğu fiziksel tepkiyi korku hissine dönüştürdüğünü ileri süren James Lange Teorisidir. Bir başka deyişle, kalp atışlarımızın hızlanması, gözbebeklerimizin büyümesi, vesaire nedeniyle korku duyarız. Bu teori 1929'da alt beynin duygu üreten bilgileri alıp, sonra bunları aynı anda hem yorumlanmaları için üst kortekse, hem de fiziksel tepki için OSS'ye gönderdiğini ileri süren Cannon-Bard Teorisi tarafından çürütüldü. Başka deyişle, korktuğumuz için kalp atışlarımız hızlanır, gözbebeklerimiz büyür. Tıp dünyası hangi teorinin doğru olduğuna henüz karar vermiş değil, ama çoğunluk Cannon-Baird Teorisini destekliyor.



Nerden geldiğinizi bilmeden nereye gideceğinizi bilemezsiniz.



Ya espiriye katıl ya espirinin konusu ol.



Duyguların çalışması = Kan b-b basıncı, bağırsaklardaki şişkinlik, cilt ısısı, ışık, cinsel uyarı, vesaire hakkındaki bilgiler beyine iletilir. Hipotalamus bu bilgileri açlık, susama, zevk, acı, cinsel doyum, öfke ya da saldırganlık gibi duygulara çevirir. Sonra da bedenin geri kalanına otonom sinir sistemi yoluyla komutlar gönderir.
Otonom sinir sistemi (oss) üç kısımdan oluşur: Sempatik, parasempatik ve enterik.
Sempatik sistem vücudu tehlikeye karşı hazırlayan kaç ya da dövüş refleksini harekete geçirir. Gözbebeklerini büyültür, göz kapaklarını açar, ter bezlerini uyarır; kan dolaşımını arttırmak için büyük kaslardaki kan damarlarını açar, kan basıncını yükseltmek için öteki damarları büzer, kalp atışını hızlandırır; akciğerlerdeki bronkiyal tüpleri açar ve sindirimsel salgıları durdurur. Aynı zamanda epinefrin salgılamaları için adrenal bezlerini tetikler.
Parasempatik sistemse tam tersini yapar. Gözbebeklerini küçültür, tükürük bezlerini tetikler, mide salgılarını uyarır, bağırsakları harekete geçirir, bronkiyal tüpleri büzer ve kalp atışını yavaşlatır.
Enterik sinir sistemi; mide faaliyetlerini düzenler.



Ying ve yang: Çin felsefesinde, insanların doğadaki olayları
algılayışlarında karşılaştıkları ve evrendeki her devingen nesnede
bulunduğuna inanılan doğal karşıtların genel tanımlamaları.
Edilgeni, karanlığı, dişili, olumsuzu ve tüketimi betimleyen Yin
geceye, etkeni, aydınlığı, erili, olumluyu ve üretimi belirten Yang
ise gündüze karşılık gelir. Sürekli bir mücadele içinde olan yin ve
yang birlikte bütünü yaratırlar.



Deneyciliğin geçmişi eski Yunana kadar gider. Ancak deneyciliğin babası olarak kabul edilen kişi ingiliz filozof Jhon Locke'dir. 1689 yılında yazdığı İnsan Anlayışı Üzerine Bir Deneme'de bilginin sadece a posteriori, yani deneyim sonrası elde edebileceğini söylemiştir. İnsan zihninin bir tabula rasa, yani 'boş sayfa' olarak başladığını ve kişisel deneyimlerle doldurulduğunu iddia eder.

Comments (0)

Computer Blogs - Blog Catalog Blog Directory BlogKüme'yi destekliyorum