Kaybedilenlerin ardından gelip dudakların biraz üstünde konaklayan bir damla gözyaşıdır hüzün. Bazen de hiç akmayacak gibi bir yerlerde saklanan ve sıradan bakışların uzanamayacağı ıslaklık...
Bazen sert ve ani bir isyandır hüzün, yaşanamayanlara. Bazen de yaşananların bıraktığı ayak izleridir.



Ağır bedeller ödemek zorunda kaldılar. Hayatı dolu dolu yaşarken, üzüldüler, ağladılar, acı çektiler, ezildiler; ama sevmekten vazgeçmediler asla...


Gözyaşların bile biraz aktı sen ağlamak zorunda kaldığında, içinde kopan kıyametlerin gözpınarlarından akıp gitmesine tahammül edemedin sen.


Başkalarına kıyamaz onlar, hele de sevdiklerine asla. Belki de bunun içindir, sevdiklerini korumaya çalışırken kendi hayatlarını yakmaları.



Bilmenin acı vereceğini, daha çok bilmek için kendilerini kamçılayacağını iyi bildikleri halde, vazgeçmezler öğrenmekten. Öğrendikçe acı çekerler ve acı çektikçe öğrenirler onlar.


Severken yürekli sevdin. Ancak ok kağıt üstünden kayıp gitti yazdığın aşk şiirleri de ne yazık ki... Yanlış, korkak yüreklerde yer aradın sevgine.



Yeni başlangıçlar için bir şeyleri geride bırakmak gerekir.



Arasaydım eğer; ben, ben olmayacaktım ve sen geri döndüğünde ben olmayan benle karşılaşacaktın arasaydım eğer, sevgili...



Geçmiş asla geçmişte kalmaz.



Acı ona zamanın büyüklüğünü, zaman da acının bir gün eski şiddetini kaybederek katlanır hale geleceğini öğretmişti.


Acı, bir gün her şeyini kaybedebileceğini öğretmişti ona umutlarını ise asla kaybetmemesi gerektiğini.

Comments (0)

Computer Blogs - Blog Catalog Blog Directory BlogKüme'yi destekliyorum